Chicago

[kad_youtube url=”https://www.youtube.com/watch?v=vxeontdHObU” width=420 height=200 maxwidth=420 ]

 

Biz yine aktarmalarla vakit kaybetmek yerine THY’nin yaklaşık 11 saat süren direk uçuşuyla rahat ve konforlu bir yolculuk geçirip Chicago’ya vardık. Ablamın evi olduğu için oraya gidip dinlendik ilk gün. İkinci gün ise daha fazla dayanamayıp Downtown sokaklarında yürüyüş yapıp şehir merkezini biraz keşfettik. Daha sonra ise ilk durağımız Amerika’nın ve Chicago’nun en yüksek iş merkezi olan Willis, eski adıyla Sears Tower oldu. Hava Eylül ayında olduğumuz için gayet güzeldi. binanın 103’ncü katında “gözlem kulesi” var. Gözlem kulesinin ismi “Skydeck” dir. Yerden 412 metre yüksekteymiş. Asansörler ile, buraya yaklaşık 60 saniye içinde ulaşabildik. Tepe noktasına çıktığımızda ise eşsiz bi manzaraya baş başaydık. Her ne kadar sınırları ayırt edemesekte 4 eyalet görünüyormuş tepe noktasından.

sears-kulesi_-cam-balkon_1

Oradan çıktıktan sonra ise NAVY PEAR’ e gittik. Biz buraya bayıldık. Muhteşem bi göl manzarası eşliğinde oturup bi şeyler içebileceğiniz mekânların olduğu bi yer. Biz bi şeyler yedikten sonra orada göl üzerinde tekne turuna çıkmayı tercih ettik. Burada tekneye biniş ücretleri yaklaşık olarak yetişkinler için 25-30 dolar, öğrenci ve büyükler için; 20-25 dolar, çocuklar için 10 dolardı. Tekne turundan sonra ise Göz alıcı bu dönme dolapla karşılaştık. Sonradan öğrendik ki Dünya üzerinde yapılan ilk dönme dolapmış. Tabi daha sonra modernleştirilmiş. Bu dönme dolap bizim bildiklerimizden farklıydı tabi. Dönme dolap 45 metre yüksekliğe çıkabilmekteydi. İkinci günümüzü de burada geçirdikten sonra evimize döndük.

43645148                                         navy-pier-park-photo_996707-770tall

Üçüncü günümüzde ise biraz Chicago sokaklarını dolaşıp alışveriş yaptık. Daha sonra orda çok meşhur olduğunu duyduğumuz The Cheescake Faktory’e gittik. İçeriye girdiğimiz anda müthiş bi ilgi ve kalabalıkla karşılaştık. Söylenildiği kadar vardı ancak baya sıra beklemek zorunda kaldık yemek yiyebilmek için. Yemekleri de çok çeşitli ve lezizdi. Ancak oraya gidip tabi ki Cheescake yememek olmazdı. Biz klasik olanları tercih ettik ama meyvelilerini, çikolata soslu olanlarını denemekte de fayda var ve unutmadan söyleyelim porsiyonlar büyük olduğu için bi tane alıp bölüşmekte fayda var :)

7 (11)                                        4615387-Cheesecake_Factory_in_Chicago_Chicago (1)

Yemeğimizi ve tatlımızı da yedikten sonra fasulye gibi şekli nedeniyle “The Bean” olarak isimlendirilen yere gittik. Buradaki heykel 168 tane, paslanmaz çelik plakaların birlikte kaynaklanması ile yapılmış olmasından dolayı yüzeyi, görüntüyü yansıtıyor. Ayrıca Chicago’nun ünlü siluetleri ve yukarıda bulutları da yansıtmaktaydı. Burada heykelin altına girip fotoğraflar çekilebilir ve çekilirken de eğlenebilirsiniz. Diğer günümüzde ise Shedd Aquarium a gitme şansı bulduk. Burası şehrin tek kapalı akvaryum alanıydı. Akvaryumda 1500 farklı türden, yaklaşık 20.000 üzerinde su hayvanı vardı. Ayrıca Dünyanın en büyük kapalı akvaryumu olarak kabul ediliyormuş. İçeriyi gezip güzel bi şov da izledikten sonra buradan da çıktık. Ve sahil boyunca yürüyüş yaptık. E artık bizim için dönüş vakti gelmişti. Bu kısa ama içine çok şey sığdırdığımız Chicago turu bizim için oldukça keyifliydi. Eğer yolunuz düşerse yazdığımız yerlere gitmenizi tavsiye ederiz :)

IMG_0728                                        milenyum-park_-cloud-gate_1

 

navy-pear_-en-güzel-resim_1                                        Dolphins jumping, Shedd Aquarium

Güneş Çelebi

Hayatını dolu dolu anlık yaşayıp, ileriye dönük planlar yapmadan da duramayan, çok gezen çok tozan, biraz da yazan çizen, ucundan web tasarımcısı, girişimci ruha sahip kişi..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir